Thomas Hobbes, Leviathan veya Dinî ve Sivil Bir Devletin Maddesi, Biçimi ve Gücü kitabında kralların mutlak gücünü ele alıyor. Hobbes’un, gemileri bile mideye indiren bu yılanımsı, balinamsı su canavarını devlete benzettiği çalışma, toplumsal sözleşme teorisinin en eski ve en etkili örneklerinden biri. Siyaset biliminde yepyeni bir dünyanın kapılarını açan, üzerine sayısız başka kitap, tez hatta senaryo yazılmış metin, yönetim bilimi ile insan bilimini buluşturan, din de dahil pek çok şeyi devlete bağlayan bir görüşün kapsamlı bir ifadesi.
Toplumsal sözleşme teorisinin en eski ve etkili örneklerinden biri olan Thomas Hobbes’un Leviathan veya Dinî ve Sivil Bir Devletin Maddesi, Biçimi ve Gücü kitabı Can Yayınları etiketiyle okurlarla buluşuyor. Hobbes’un İngiltere’deki içsavaştan kaçıp, Fransa’da II. Charles’ın öğretmenliğini yaptığı yıllarda kaleme aldığı, 1651’de yayımlanan Leviathan, Niccolò Machiavelli’nin Prens’iyle birlikte Batı felsefesini şekillendiren eserler arasında yer alıyor.
Hobbes’un insan doğası üzerine tespitleriyle başlayan metin, devletin ve egemenin tanımıyla devam ederken, son olarak din-siyaset ilişkisini ele alıyor. Her yetişkinin en az bir defa okuması gereken Leviathan, insan yaşamına dair sosyolojik, antropolojik ve hatta psikolojik gözlemleri de kapsayan, toplum ve birey yaşamına dair bir rehber.
İnsana dair bir çalışma…
Sadece bir siyaset felsefesi metni olmanın ötesinde, “insana dair” birçok konuya değinen kitap, insanın kelimelerle ilişkisi, konuşmanın ortaya çıkışı, beynin sözcüklerle imgeleri nasıl bağdaştırdığı gibi konuları da ele alıyor. Hobbes kitap boyunca kral tarafından yönetilen bir devletin, egemenliğin en kusursuz formu olduğunu öne sürerek, bunu destekleyen fikirler sunuyor.
Kitabını Leviathan olarak adlandırırken daha çok deniz canavarının “Eyüp” kitabında geçen bahsine atıfta bulunan Hobbes, bir önceki eseri Hukukun Temelleri’nden sonra, daha provokatif bir başlık kullanmak istediği için bu ismi seçiyor.