Seyyar satıcılarının hukuki durumu – Güncel Kadın

Seyyar satıcılar TDK’ya göre “Belli bir satış yerinde çalışmayan, tüketicinin bulunduğu yere giderek malını satışa sunan kimse”dir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde satıcının bir taşıtının olması ya da olmaması önemli olmayıp tek koşul tüketicinin bulunduğu yere giderek satış yapmasıdır.

Bu bağlamda Devlet seyyar satıcılara dair Vergi Kanunu’nda özel bir düzenleme yaparak Seyyar Satıcıları koruma altına almıştır. Vergi Kanunu madde 9a göre aynen “ Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenler” Gelir vergisinden muaftır. Dolayısıyla bir seyyar satıcının vergi kaçırması gibi bir durum söz konusu olmayıp bu nedenle yapılacak kolluk işlemleri görevi kötüye kullanma suçu kapsamına dahil olacaktır.

Peki seyyar satıcının KDV yani Katma Değer Vergisi yükümü? KDV, yapılan mal ve hizmet teslimlerinde, mal ve hizmeti teslim edenin ödediği ancak teslim alana yüklenen bir harcama vergisidir. KDV yansıtılan bir vergi türü olup son olarak tüketicinin üstüne kalır. Seyyar satıcı, satacağı malı teslim alırken bir irsaliyeli fatura ile teslim aldığı takdirde son tüketici olarak KDV’yi üstlenmiş olacaktır. Bu bağlamda Devletin KDVden de bir kaybı oluşmayacaktır.

Buraya kadar seyyar satıcıların vergisel boyutunu irdeledik. Peki toplumdaki para dolaşımını arttıran ve daha ucuza hizmet veya mal elde etme imkanı sunan seyyar satıcılığın hukuken nasıl yapılacağı sorunu karşımıza çıkmaktadır.

Belediyenin bu konudaki görevleri nedir?

Belediyenin görevleri arasında düzenlenen sosyal hizmet ve yardım ile meslek ve beceri kazandırma edimleri konumuz bakımından önem arz etmektedir. Sosyal hizmetler, toplumsal bilincin artmasını da sağlayıcı bir işleve sahiptir. Meslek kazandırma ise toplumda kabul gören mesleklerin yanında; hiçbir geliri bulunmayan kişilerin, suça yönelmesini engelleyerek para kazanmasını sağlayan seyyar satıcılık hususunda bilgilendirilmesini içermektedir. Dolayısıyla Belediye zabıtalarının, bu Belediye’nin bu görevlerini hatırlayarak karşılarındaki kişiyi muhatap almaları ve bilgilendirmeleri, toplumsal eşitliği ve adalet ile insanın onuruyla yaşamasını sağlayıcı bir hareket olacaktır.

Peki Seyyar Satıcı nasıl olunur?

  • Bulaşıcı hastalığı olmadığına dair doktor raporu,
  • SGK dan gelirin bulunmadığına dair belge,
  • Nüfus kimlik belgesi fotokopisi,

Gıda Ürünü satacaklar için ek olarak;

  • Gıda sicil belgesi fotokopisi,
  • Gıda üretim izin belgesi fotokopisi ile

Satış yapılmak üzere ilgili belediyenin zabıta müdürlüğüne başvuruların yapılması gerekir.

Zabıta müdürlüğünün izni verirken dikkat etmesi gereken husus ise, seyyar satıcının tüketiciye ulaşabileceği bölgelerde ve saatlerde izin verilmesi gerekliliğidir. Aksi takdirde yukarıda alınan Kanun maddelerinde bahsi geçen, tüketiciye ulaşma şansı ortadan kaldırılacak ve seyyar satıcının kanunen sahip olduğu para kazanma hakkı ortadan İdare eliyle kaldırılarak, kusurlu hizmet sunulmuş olacak ve İdare’nin tazmin yükümü doğacaktır.

Bir diğer husus ise izinsiz seyyar satıcıların hukuki durumlarıdır. 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasının m bendinde yer alan aynen “Beldede ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi ve kayıt altına alınması amacıyla izinsiz satış yapan seyyar satıcıları faaliyetten men etmek, izinsiz satış yapan seyyar satıcıların faaliyetten men edilmesi sonucu, cezası ödenmeyerek iki gün içinde geri alınmayan gıda maddelerini gıda bankalarına, cezası ödenmeyerek otuz gün içinde geri alınmayan gıda dışı malları yoksullara vermek.” Hükmüne göre el konulan sahipsiz malların Zabıta tarafından güvenliğinin sağlanması ve para cezası ödendikten sonra aynı şekilde sahibine iade edilmesi gerekmektedir. Sahibi belli olan malları ise Zabıta’nın yeddi emin sıfatıyla da olsa alma hakkı yoktur. Para cezasını kesmek suretiyle, izinsiz seyyar satıcının mallarıyla birlikte bölgeden ayrılmasını sağlamakla yükümlüdür.

İnsanların suça yönelmemesi ve Kanun çerçevesinde para kazanma özgürlüğüne sahip olması için Belediye ve Seyyar Satıcılar Derneği’ne çok iş düşmektedir. Bu bağlamda bir protokol ile işbirliği kurularak, bilinçlendirme ve hukukilik kazanma hususunda büyük adımlar atılabilir.

 

 

 

 

 

Başa dön tuşu