Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama ve kadına yönelik şiddetle mücadelede, merkezi yönetim kurumlarının yanı sıra belediyelere büyük sorumluluk düşmektedir. Belediyelerin toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapması, kadınların yönetime katılımını sağlaması ve kadın örgütlerini karar süreçlerine dahil ederek yerel eşitlik eylem planları hazırlayıp uygulamaları temel sorumlulukları arasında yer almaktadır. Kadına yönelik şiddet özelinde ise belediyelerin, kadınların erkek şiddetinden uzaklaşmak için ihtiyaç duydukları özellikli hizmetleri kadınların ihtiyaçlarını merkeze alarak tasarlayıp sunmaları gerekmektedir. Türkiye’de belediyelerin kadınların şiddetten uzaklaşması için sağlaması gereken hizmetlerin başında sığınak desteği bulunmaktadır. Belediye Kanunu 14. Maddesine göre büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelerin kadın sığınağı açması, diğer belediyelerin ise hizmet önceliklerini gözeterek bu hizmetleri sunmayı önüne alması gerekmektedir. Türkiye’deki güncel duruma baktığımızda ise nüfusu 100 binin üzerinde olan 215 belediye varken, belediyelere bağlı sığınak sayısının yalnızca 33 olduğunu görüyoruz. 30 büyükşehir belediyesinden ise yalnızca 13’ünün kadın danışma merkezi, 10’unun sığınağı ve 17’sinin ise kreş hizmeti bulunuyor. Bu durum, hem belediyelerin kadınlara karşı temel sorumluluklarını ve kanun gerekliliğini yerine getirmediklerinin hem de bu yükümlülük yerine getirilmediğinde herhangi bir yaptırımla karşılaşmadıklarının göstergesidir.
Mor Çatı’ya ulaşan kadınları maruz kaldıkları şiddete karşı desteklerken bulundukları belediyelerin hizmetlerine yönlendiriyor, belediyelerin şiddet özelinde ve genel sosyal destek hizmetlerinin kadınların hayatlarındaki etkisini gözlemliyoruz. Pek çok belediyenin kadın sığınağının olmamasının yanı sıra kadın danışma merkezi açmaması, kreş imkanının bulunmaması ve sosyal yardım imkanlarının kısıtlı olması, sorumlu oldukları bölgelerde kadınların ihtiyaçlarını önceliklendiren bir belediye anlayışına sahip olmadıklarını hatta kadınları hiçe sayan bir belediyecilik yürüttüklerini gösteriyor. Bu çalışmaları yürüten belediyelerde ise yönetimin değişmesi ile birlikte kadınlara sunulan destek ve sosyal yardım hizmetleri anlayışının hızla değişiverdiğine, bir diğer ifadeyle kurumsal bir anlayışın yerleşemediğine tanıklık ediyoruz.
Yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde, belediyecilik anlayışının nüfusun yarısını oluşturan kadınların ihtiyaçlarını gözeterek ve bu ihtiyaçlara yanıt vermeyi temel bir sorumluluk olarak görerek şekillenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kadına yönelik şiddet özelinde oluşturduğumuz talepleri yalnızca belediye başkanı adayları için değil aynı zamanda oy verecek seçmenlere bir kılavuz niteliğinde olması dileğiyle sizlerle paylaşıyoruz.
Belediyeler;
-
Kadın örgütlerinin dahiliyeti ile toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme hazırlamalı.
-
Kadın örgütlerinin bilgi ve deneyimine başvurarak yerel eşitlik eylem planı hazırlamalı ve uygulama-izleme süreçlerine yine bu örgütleri dahil etmeli.
-
Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel sorumlulukları olarak ele almalı ve şiddetle mücadeleye dair tüm yükümlülüklerini yerine getirmeli. Haklarına ve belediyede mevcut kadına yönelik şiddetle mücadele destek mekanizmalarına dair düzenli olarak bilgi paylaşarak idaresindeki bölgede yaşayan tüm kadınların bunlardan haberdar olmasını sağlamalı.
-
Farkındalık çalışmalarının ötesinde, cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik sistemsel bir değişim hedefleyen kadına yönelik şiddeti önleyici politika ve uygulamalar geliştirmeli.
-
Kadın danışma merkezi açmalı ve bu merkezlerde kadınlara maruz kaldıkları şiddet konusunda, kadın bakış açısıyla destek hizmeti sunabilecek personel istihdam etmeli.
-
Kadın danışma hattı açarak telefon yoluyla kadınlara şiddete karşı destek hizmeti sunmalı.
-
Kadın sığınağı açma yükümlülüklerini yerine getirmeli ve sığınaklarda kadın bakış açısı ile uzman personel tarafından destek hizmeti sunulmasını sağlamalı.
-
Şiddete maruz kalan ve sığınak ihtiyacı bulunan tüm kadınlara 18 yaşının altındaki çocuklarıyla birlikte sığınak hizmetli sunabilmeli. 12 yaş üstü oğlan çocukları ve 60 yaş üstü kadınların sığınaklara kabulünü engelleyen yönetmelikteki ilgili maddelere belediye içi kaynakları kullanarak çözüm üretmeli.
-
0-3 yaş kreşleri dahil olmak üzere yaygın bir biçimde kadınların çalışma saatlerine uygun kreş açmalı. Kreşin yanı sıra oyun grupları ve 12 yaşına kadar farklı yaş grubundaki çocuklar için farklı saatlerde bakım destekleri sunarak çocuklar için kreş dışında bakım alternatifleri üretmeli.
-
Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden verilen nakdi destek, market kartı desteğinin verilme kriterlerine 0-3 yaş arası çocuğu olan kadınları ekleyerek, bu kadınlara en üst limitten destek sağlamalı.
-
Sığınak ve danışma merkezi çalışmasının ihtiyaçları ve önceliklerini gözetmeli. Resmi yazışma sürelerinin çok uzun olması kadınların güvenliklerini riske attığı için, yazışma prosedürlerini bu doğrultuda esnetebilmeli.
-
Sığınaklar ve danışma merkezleri için tamamı kadınlardan oluşan uzman personel istihdam etmeli ve sundukları desteğin niteliğinin izlenmesini sağlamalı. Personelin güçlendirilmesi için düzenli eğitimler, süpervizyon ve psikoterapi destekleri sunmalı.
-
Kadınlara nitelikli, ücretsiz psikolojik ve hukuki destek hizmetleri sunmalı.
-
Ekonomik desteklerin kadınların şiddetten uzaklaşmasında önemli bir güçlenme kaynağı olduğunu göz önünde bulundurmalı ve ihtiyaç duyduğu halde düzenli bir ekonomik destek alamayan, sığınakta belli bir süre kalıp ayrılan, evlenmemiş ya da çocuksuz kadınların ihtiyaçlarını gözeterek düzenli ekonomik desteklerden yararlanabilecekleri sosyal yardım modelleri oluşturmalı.
-
Barınma krizine bir çözüm yaratmak belediyelerin sorumlulukları arasındadır. Bu sorunu ortadan kaldırmak için düşük kiralı, sosyal konutlar yapmalı ve kadınların bu imkandan öncelikli yararlanmasını sağlamalıdır.
-
Yaşadığı şiddetle mücadele etmeye çalışırken kendi işini kuran ya da var olan işini sürdürmeye çalışan kadınlara vergi indirimi, işyeri kira desteği gibi kolaylaştırıcı destekler sağlamalı.
-
Trans, mülteci, göçmen ve kimliksiz kadınların destek ihtiyaçlarına yanıt vermeli.
-
Türkçe dışında dil hizmeti sunmalı, herkesin ana dilinde hizmet almasını en azından tercüman temin ederek sağlamalı.
-
Diğer sağlık hizmetlerinden ayrı olarak, kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusunda nitelikli ve ücretsiz hizmet alabilecekleri kadın sağlığı merkezleri açmalı ve bu merkezler hakları konusunda kadınları bilgilendirebilecek kapasitede olmalıdır.