Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin ‘Akademik Programı’; paneller, konferanslar ve oturumlarla devam etti.
İstnabul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doktora Salonu’ndaki 20 Kasım 2023 programında, ‘Çocukların Korunması Bağlamında Dijital ve Medya Ortamında Çocukları Olumsuz Etkileyen İçeriklerin Doğurduğu Sorunlar ve Bu Sorunlara Yönelik Çözümler’ paneli kapsamında; çocuklar, hakları ve haklarına karşı büyüklerin ve yasaların sorumlulukları konuşuldu.
Prof. Dr. Turgut Tarhanlı yönetimindeki panelde; Prof. Dr. Bengi Semerci ‘Dijital Ortamdaki Zararlı İçeriklerin Çocuk Ruh Sağlığı ve Gelişimine Etkileri’, Prof. Dr. Leyla Keser Berber ‘Çocukların Etkin Korunması İçin Dijital Alanda Teknik Hukuki Önlemler’, Prof. Dr. Leyla Keser Berber ‘Çocukların Etkin Korunması İçin Dijital Alanda Teknik Hukuki Önlemler’ ve Dr. Öğr. Üyesi Elif Beyza Akkanat Öztürk ‘İçerik Paylaşım Platformlarının Kullanım Şartları ve Çocukların Zararlı Çevrimiçi İçeriklerden Korunması: Çocuğun Menfaatinin ve İfade Özgürlüğünün En İyi Şekilde Dengelenmesi’ başlıklarında bilgilerini paylaştılar.
Semerci: “Medya, bizleri hayata ve diğer insanlara bağlasa da aynı zamanda kontrolsüzce etkiliyor”
Çocuk kavramının hukuktaki ve psikiyatrideki anlaşılma biçimindeki farklılığa değinen Prof. Dr. Bengi Semerci şunları aktardı: “Her yaş ve gelişim dönemine göre dijital ortamda (sosyal medya, tüm yayınlar ve görsel içerikler) farklı etkileri barındırıyor. 0-6 yaş grubu arasında henüz soyut düşünceye geçilmemiştir. Gerçeği ayırt etme yetenekleri düşüktür, zordur. 7-12 yaş arası okul grubu ise akranların yaptıklarını yapmaya çalışan, halen soyutu anlamakta zorluk çeken, otoriteyi kabullenen ve kahramanlara hayranlık duyan bir gruptur. Medyanın çocuklar üzerinde etkisi ta 1920’de araştırılmaya başlanmıştı ancak günümüze kadar oldukça ciddi gelişmeler sağlandı. Medya, bizleri hayata ve diğer insanlara bağlasa da aynı zamanda kontrolsüzce etkiliyor. Çocuklar üzerinde fiziksel ve zihinsel etkileri bulunmaktadır. Dikkat sorunlarına ve agresyona da yol açabiliyor. Kontrolü çok zor olsa da her zaman olumsuz etki yapmaz. Burada yaş, cinsiyet, kullanılan içerik ve denetim çok önemlidir.
Semerci: “Tolerans değişimi ve yoksunluk hissi”
İnternette uzun zaman geçirilen her durumda bağımlılık söz konusu olmayabilir. Süre bağımlılık bakımından tek belirleyici olmamalıdır. Asıl soru hayattaki işlevselliği ne kadar bozduğudur. İşlevselliğin bozulmaması durumunda bağımlılıktan söz edilemeyecektir. Bu nedenle kavramları dikkkatli incelemek gerekir. Bağımlılığın iki temel kriteri vardır: 1. Tolerans değişimi, yani kullanılan miktarın gittikçe yetmemesidir. 2. Yoksunluk hissi, olmadığı zaman el titremesi agresyon gösterme gibi durumlarda ortaya çıkar.
Semerci: “Dijital ortamlarda çocukların zarar görmesini engellemek ilk olarak ailelerin görevidir”
Dijital ortamlarda çocukların zarar görmesini engellemek ilk olarak ailelerin görevidir. Belli bir yaşa kadar bilgisayar, telefon, tablet gibi teknolojik aletlerin çocuklara verilmemesi gerekir. Bu bakımdan 15 yaş uygun bir yaştır. Daha erken yaştaki kullanımlar ortak alanda olmalı, kişisel alanda olmamalıdır. Çocuğun kullanımı şartlarına ilişkin çocukla anlaşma yapılmalıdır. Ardından teknoloji ve medya kendini denetlemelidir. Bunların da üstünde yasalarla düzenleme yapılmalıdır.”
Öztürk: “Türkiye’de çocukların internet kullanımında %30 civarında bir artış gerçekleşmiştir”
Dr. Öğr. Üyesi Elif Beyza Akkanat Öztürk sosyal medya kullanıcaların aktif sayısı 2023 itibariyle 5 milyara ulaşmıştığını açıklarken şunları söyledi: “Bunların önemli bir kısmı çocuktur. 2013-2021 yılları arasında Türkiye’de çocukların internet kullanımında %30 civarında bir artış gerçekleşmiştir. Çocukların internet erişim ve kullanım oranlarında da oldukça artmıştır.” Çocuğun korunması ve ifade özgürlüğünün sağlanması arasındaki denge sağlanmaya çalışılmıştır. 1990 lardan beri çocukların dijital dünyada korunmasında iki temel risk üzerinde durulmuştur: 1. Cinsel istismara maruz kalmak 2. Nefret söylemine maruz kalmak.
Yasadışı ve zararlı içerik arasında bir ayrım yapılması gerekiyor
Çeşitli sosyal medya platformlarının zararlı içeriklere ilişkin düzenlemeleri ve denetim mekanizmaları üzerinde durulan panelde konuşmacılar zararlı içerik tanımı da yaparak şu değerlendirmelerde bulundular: “Zararlı içerik tanımı: Çocuk pornografisi ve nefret söylemi içerikleri tatrışmasız bu alanda yer almaktadır. Yasadışı ve zararlı içerik arasında bir ayrım yapılması gerekiyor. Zararlı içeriklerin ne olduğu kullanım koşullarında tanımlanır. Kullanım koşullarının denetlenmesi ve çocuklara özgü tasarlanmasının temin edilmesi gerekmektedir. Medya ile tüketime özendirme arasındaki ilişkinin de internet platformları tarafından ele alınması ve çocukların kullanımı için özel kullanım koşullarının oluşturulması artık bir zorunluluk gibi gözükmektedir.”